Eylül 11, 2010

Moda blogger ı olmak ya da olmamak...

Şu anda bütün mesele bu.

Moda blogger ı olmak çok moda.

Hepsine moda blogu dense de, eskiden sadece alışveriş yapmayı seven, ve giydiklerini göstermek isteyenlerin açtığı stil bloglarının sayısı çok olsa da, bu işin içinde olanlar da artık yavaş yavaş bloglara kayıtsız kalmıyor.

Sevindirici.

Çünkü bloglar sadece ülke içinde değil, yayınladığınız anda tüm dünyada milyonlarca meraklının önüne açılıyor.

Bir çok insan özetlenmiş paketlenmiş yazıları uzun uzadıya okumak yerine bloglardan takip ediyor.

Ürünleri almadan önce bloglara ve forumlara bakıp deneyenleri dinliyor.

Artık hemen her markanın, her sitenin, ve hatta bir çok yazarın, gazetecinin blogu var.

Geçtiğimiz İstanbul Fashion Week defilelerinden birinde arka sıralara geçen bir kaç kişinin" Keşke biz de moda blogu açsaydık, önlerde oturma şansımız olurdu" sözleri bir çok insana  bloga emek vermenin, blog açmak kadar kolay olduğu izlenimi verdiğini düşündürüyor.

Oysa kolay değil.

Evet aramızda PR çalışanlarından avanta isteyenler, markalardan ürün alıp, onların reklamlarını yapanlar, açılın ben Moda Blogger'ıyım diyerek bunu iş edinip ciddi ciddi her lansmana koşanlar var ama bir çok insan bunu hala sadece zevk için, sevdiği için, ve başarılı olduğu için yapıyor.

Son zamanlarda bana da çok soruluyor, madem herkes çok meraklı buyrun benim 5 senede öğendiklerimi okuyun:

Öncelikle siz de "Bugün bunu giydim" tarzında bir stil blogu açmayı düşünüyorsanız bu bloglardan çok fazla olduğunu söylemeliyim.Elinizi sallasanız ellisi. Modaya çok para harcamıyorsanız veya gerçekten farklı bir stiliniz yoksa, belli bir akıma yönelik de yazmıyorsanız farkedilme şansınız çok az.

İyi bir moda blogger'ı olmak için ilk yol, sevdiğiniz bir işi yapar gibi çok çalışmak, herşeyden haberdar olmak, sizi okuyanlara sizin gözünüzden öğrendiklerinizi anlatmaktır. Bu bir iş değildir, kazancınız olmayacaktır, ve hiç bir şey altın tepside sunulmayacaktır. Tanınmanız da oldukça fazla zaman alacaktır.

Ama ümidinizi kaybetmeyin bu bizim denediğimiz, zamanı dar olanlar için, biraz zahmetli ve zor olanı. Vaktiniz varsa ikinci bir yol var.

Blogu açar, binlerce blog dolaşır, her bloga düzenli olarak yorum yazar, onların sizin blogunuza gelmesini sağlar ve izleyici sayınızı yükseltirsiniz." Canım cicim yöntemi" dediğimiz bu yol ile PR şirketleri de içeriği inceleme gereği duymaz ne de olsa çok okunuyorsunuzdur. Böylece körler sağırlar birbirini ağırlar, ve bir de bakarsınız hayal ettiğiniz gibi en ön sıradasınız :)

Bu da mı zor geldi? Şimdi 3. bir yolu keşfettiler. Bu yol her ikisinden de kolay. Öncelikle ya  moda, tekstil gibi iş dünyasından, ya da sosyeteden bir tanıdık bulunur. Onun yardımı ile her deliğe girilir, herkesle tanışılır. Biliyorsunuz şimdi ünlü isimler de moda blogger ı oldu, gazetelerde sıklıkla yer alan bu isimlerin bloglarına gidip her yazılan yazıyı alkışlayıp, yorum yazarak samimiyetini ilerletip kısa zamanda tanınmaya başlayan son moda blogger lardan biri olmanız da olası.

Benim nacizane önerilerime kulak verin ya da vermeyin, benim fikrim iyi ya da kötü her açılan blogun zenginlik kattığı. Hemen her konuda muhalif olan ben, bu konuda beğensem de beğenmesem de açılan her blogun, her fikrini söyleyen insanın bu sektöre ister tasarımcı, ister alıcı, ister satıcı olsun faydası olduğunu düşünüyorum. Artık bir çok Avrupalı bizi moda bloglarımızdan da tanıyor, henüz oralardaki gibi stil sahibi insanımız az olsa da, hala Kızılay dağıtmış bir örmek giyinen logo bağımlılarımız çok olsa da, ülkemizde son yıllarda açılan ve açılmakta olan markalar, işin çok başında olsak da moda haftalarımız, adını dünyaya duyurmaya başlayan modacılarımız ve modellerimiz, İstanbul'u kadrajına alan trend siteleri, kitapları ve dergiler ile gerçekten büyüyen bir potansiyelin yapı taşlarından biri haline geliyoruz.

Öğrenmek, düşünmek ve paylaşmak güzel...

6 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Her yazı yazan kendini yazar, her fotoğraf çeken kendini fotoğrafçı zannettiği için her kıyafet bloğu olanda kendini moda blogerı zannediyor olabilir di mi ama..? :)
Birde resim kursuna gidip kendini ressam ilan edenler var hatta sergi bile açıyorlar..
Neyse güzel ve doğru yazmışsın yine.
Hayırlı bayramlar :)

Aslı Cin dedi ki...

Asortik sana da iyi bayramlar dilerim :) Hadi blogger tamam da evet ben yazarım, ben aktristim, ben ressamım diyenlerin özgüvenlerine şaşmalı mı şapka mı çıkarmalı bilemiyorum.

Miyuki dedi ki...

çok çok çok yeniyim usül öğrenmekteyim :) eğer beni izler ve/ya yorumlarsan çok memnun olurum

http://miyukininblogu.blogspot.com/

Aslı Cin dedi ki...

Tabii ki :)))

Asortik Krep dedi ki...

Aslı, bence moda üstüne blog yazabilirsin ama genel anlamda moda bloggerıyım deyince daha profesyonel bir yaklaşım bekliyorum ben.

Aslı Cin dedi ki...

Haklısın bunu hak edebilmek için de çok özveri gerekiyor, özellikle de zaman açısından.

Ben ise blogların daha kişisel kalması ve sitelerle aşık atmaması taraftarıyım, kimin ne giydiği ile ilgilenmiyorum ama zaten sitelerde bulunan yazıları bulmak da hoşuma gitmiyor. Daha arasında, kişisel, o kişinin gözlemlerine bağlı bir şey olmalı bence de. Blog olmalı adı üzerinde...