Nisan 22, 2012

Sitem

Ağlasam sesimi duyar mısınız?

Mısralarımda...

Dokunabilir misiniz göz yaşlarıma?

Ellerinizle...

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,

kelimelerinse kifayetsiz olduğunu,

bu derde düşmeden önce...



Her yaşta bir şey öğreniyor insan. Her yıl yeni bir şeyler katıyor hayata. Bazen yeni arkadaşlar, bazen arkadaşlardan beklenmedik kazıklar, şanslıysak başka bir kazık yememek için dersler.

Bazen öyle irkiliyorum ki duyduklarım karşısında, yok artık diyorum, bu kadar da olmaz.

İnsanlar bu kadar kıskanç, kompleksli, safi kötü olamaz.

Kulaklarımı kapatıyorum.

Duymazsam üzülmem diye.

Deve kuşu misali...


7 yaşındaki oğlum bile geçen yılların hayatı nasıl da zorlaştırdığını farkediyor.

Bir evin bir prensi olarak büyüdüğü halde.

O kadar saf, o kadar naif, katıksız melek kanatlarına rağmen

eskiden diyor,

hayat sanki daha eğlenceliydi...



Hepimiz öyle hissetmiyor muyuz?

Her gün sırtımızdaki yük artıyor.

İnsan belki de o sebeple yaşlandıkça kamburu çıkıyor.

Sırtımızdaki o görünmez yükler,

kendini hissettiriyor...

Eskiden insanlar daha iyi, hayat daha kolay, günler daha keyifli, güneş bile bir başka parlıyordu sanki...

Sevdiklerimizin hayatta olduğu zamanlarda,

kalabalık evlerde...

1 yorum:

berfin dedi ki...

evet aynı duyguları paylaşıyorum bende ve bence bir çok kişide...eskidenler hiç bitmiyor..ben sadece üzülüyorum. çocuklarımız için..bizden daha şansız olacaklar yazık...