Ben OSCAR' a Oscar demem, Oscar bizim olmadıkça...
Across the Universe
Ne "Dondurmam Gaymak" a nasip oldu, ne "Takva" ya, o da olmadı ucundan kıyısından Türk olan "Yaşamın Kıyısında" olsaydı diye hayıflanırken biz, Oscar törenleri geldi çattı, biz de avucumuzu yaladığımızla kaldık her zamanki gibi.
Bizim neyimiz eksik a dostlar diye sormadan edemiyoruz, azimliyiz, Eurovision'da da ne mağlubiyetler gördük değil mi ama?
Sweeney Todd
Geçen her sene, ne yazık ki filmler Oscar adayı eski filmleri fazlasıyla aratıyor. Bu sene de durum aynı. Bence geçen seneyi "Ellen" kurtarmıştı, bu sene de yine Ellen'dan önceki sene sunmuş olan "Jon Stewart" sunacak. Kendisini Cnbc'nin bir diğer kanalında Daily Show'u ile izlediğimi ve pek sevdiğimi yazmıştım sanırım, eğlenceli olacaktır.
Elisabeth- The Golden Age
Filmler konusunda yorum yapabilmem için hepsini izlemiş olmam lazım ki bu aralar nerede bende o zaman? Aslında zaman var da, nerede ben de onlara yoracak kafa?
Ancak basın ve yayından takip ettiğim kadarı ile yorum yapabilirim ki, izlediğim bir çok "Made in Usa", habere göre vizyondaki ismi ile "Kefaret" muhtemelen en iyi film olarak adını yazdıracak. En iyi kadın ve erkek oyuncular, son senelerde sürpriz yapmaya alışkınlar ama "Elisabeth" ile Cate alır gibi geliyor bana, almazsa ayıp olur, "I am not there" ile yardımcı Oscar'a da aday. Daniel'de en iyi erkek oyuncu olur. Neden? "My Left Foot" dan beri daha da kendini aştığı ve fazlasıyla hak ettiğine inandığımız için. Oscar'ı ikilemek yakışır.
Atonement
Animasyonda Persepolis benim favorim, kimin değil ki?
Yazımın başındaki konuya, yani aday olup olabileceğimiz, ama bir türlü olamadığımız dala gelirsek, bence her aday buraya kadar gelebilmişse ödül almış sayılır ama benim içimden geçen isim " Mongol"
Avrupa daha iyi filmler çıkarıyor. 4 ay 3 hafta 2 gün'e de yazıktır." Hollywood dünya ödülü" ile bir parmak bal çaldılar ya bir süre önce, ondandır.
Neyse ki "Kelebek ve Dalgıç" 4 dalda aday, niçin yabancı film dalında değil ama diye sormadan edemesem de...
Kısa animasyon filmlerin 3 tanesini izleyebildim ve "Madame Tutli Putli" yi pek beğendim, yada şu günlerde ruh halime pek uygun, neyse...
La vie en Rose
Bu sene Oscar'da hakkıyla çekişecek adaylık "Kostüm tasarım" olacaktır aslında. Adayların her biri o kadar güçlü, her film bu açıdan o kadar zorlu ki, ödülü kimin alabileceği tam bir muamma.
Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış, ne yazıktır ki, , benim kırmızı halıda yürüme hayalimin gerçekleşme ihtimali Oscar'a aday olma ihtimalimizden daha fazla gibi.
Olsun ben her iki ihtimali de sevdim...
Ps: Ayşe' de pek bilgilendirici bir yazı yazmış Oscarlar hakkında, hemfikiriz çoğunlukla...
Yorumlar
Umarım Keremcik biraz daha iyi olmuştur ve moralin iyiye gidiyordur. Öpüyorum!!
Biraz tahminlerinizin disinda gerceklesiyor hersey. Amerikalilar herkes aldi gibi Oscari'i. Cok fazla tartisma var zaten bu oduller uzerinde. Neye yarar, ne icin verilir kimse bilmiyor gibi ama yine de buyuk bir ihtisamla yapiliyor sanki. Yani okumus Amerikalilarin gorusu bu, bugun birkac kisiyle konustuk da bu konuyu...
john Stewart tamamen gecenin yildizi, inanilmaz curetkar ve politik espriler yapiyor. Bakalim yarinki gazateler ne yazacak onun hakkinda?
Torenlere donuyorum, sevgiler size...
Her guzelligin bir bedeli var degil mi?